3 Ağustos 2012 Cuma

ON YARGILARI KIRMAK ATOMU PARCALAMAKTAN ZORDUR


  Aslında zor bir konu önyargı kavramı.
Sözlük anlamı itibari ile : Bir kimse veya bir şeyle ilgili olarak belirli şart, olay ve görüntülere dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargı, peşin yargı, peşin hüküm, peşin fikir demek. Bu fotoğrafı facebook da bir arkadaşım paylaşınca etkilendim doğrusu ve beynimde şimşekler çaktı.Görüntüye bakıp kendi kendimizi aldatmasak kendimizi sınırlamasak o dar kalıpların içinde sıkıştırmasak ne kadar güzel bir toplum oluruz hele bir düşünsenize
İlçemiz ekonomisinin önemli bir kısmını tarım sektörü oluşturmakta ve ciddi de bir nüfusa sahipler.Bu söyleyeceklerime kimse darılmasın ama üniversite hocalarımdan kulakları çınlasın Nejat hocam rahmetli Turgut Özal ın danışmanlığını yapmış gerçekten kaliteli bir beyefendi idi ve bize her zaman şöyle derdi: Çocuklar tarım toplumları endüstri toplumlarını yirmi yıl geriden takip eder. 
Düşünün bir kere yirmi koskoca yıl.İşim gereği değişik insanlarla sürekli bir aradayım ve bu onları izleme şansıda veriyor bana. Gerçekten de köyde yada ilçemizde çiftçilerimizin o değerli vakitlerini nasıl boşa harcadıklarını gördükçe içim yanıyor ve onlar adına üzülüyorum.O ne almış bu ne almış ile geçen koca bir ömür.
Kelimelerim yanlış anlasılsın istemem fakat maalesef gerçek bu. Artık bir tuşa basarak dünyayı ayağımıza getirebiliyoruz ve bilgi inanılmaz bir hızla yayılıyor.Peki biz bu yayılma hızını ilçemiz adına ve kendi refahımızı arttırabilmek adına verimli kullanabiliyormuyuz.
Lütfen iki saniye cevabı düşünün eminim ki bir çok kişi hayır diyecektir.Çünkü araştırmayı sevmiyoruz.Hal böyle olunca dolap beygiri gibi aynı yerde dönüp duruyoruz.
Çiftçilerimiz bu durumda da diğer meslek gruplarımızda durum nasıl maalesef bence onlarda da vaziyet pek parlak değil.
Artık çuvaldızı kendimize batırma zamanı geldi buna bende dahil.Üretmek için araştırmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz ve tüm çabalarımız da buna yönelik olmalı diye düşünüyorum.
İşte önyargı dediğimiz kavramda bu noktada işin içine giriyor.Araştırma olmadığı için yada yeterli seviyelere ulaşmadığı için atadan kalma yöntemlere devam etme ısrarımız bu yüzden.Aynı zamanda yaşam şekillerinede.
Baba çınarlı kahvede ömür törpülerken çocukta selvili kahcede ömrünü törpülüyor ve konuşulan konulara bir göz attığımızda ise gün içi yapılan işlerden hemen sonra maalesef dedikodu faslına geçilmekte gelsin çaylar gitsin çaylar.


Youtube da tesadüf izledim bu kısa videoyu  bakalım beğenecekmisiniz.Karacabey'li olmak gerçekten güzel ; Şimdi Karacabey'li olmayı geliştirme ve aydınlatma hareketini birlikte başlatalım.Dar kalıplarımızı kırmak için önce önyargılarımızdan kurtulmaya başlayalım yavaş yavaş da olsa .Vaktin bu kadar kıymetli olduğu bir zamanda anlamsız zamanlara anlam katmak için üretmeyi seçelim hep birlikte.
Saygılarımla









Enhanced by Zemanta

2 Ağustos 2012 Perşembe

MUCIT KOBILER' IN KITABI

Türkiye'nin en zeki 100 Küçük ve Orta Boy İşletme'sinin (KOBİ) başarı hikâyeleri "Mucit KOBİ'ler - Başarılı 100 KOBİ" kitabında ilk kez bir araya geldi. 2 yıldır her salı günü SABAH Gazetesi'nde Mucit KOBİ'ler adıyla yayımlanan röportajların derlemesinden oluşan kitap, Türk iş dünyasının ticari ve zihinsel haritasına ışık tutuyor. Alfa Yayınları'ndan çıkan Mucit KOBİ'ler kitabı, başarısı ispatlanmış öykülerinin yanı sıra, yeni ekonominin önemli şifrelerini ve satır aralarındaki detayları okuyucuyla buluşturuyor.

AR-GE HARİTASI
Ar-Ge ile kazananların başucu kitabı olacak Mucit KOBİ'ler, aynı zamanda Türkiye'nin inovasyon haritasını ve teknoloji envanterini de çıkarıyor. Türkiye'nin patent haritası, yerli ve yabancı inovasyon gurularının yazıları, Ar-Ge merkezleri, devlet teşvikleri ve küresel ticaretin yeni kuralları gibi konular da kitaptaki başlıca konular arasında.

Kitap için kim ne demiş

Türkiye, 2023 yılında, yıllık 500 milyar dolar ihracat yapacaksa, bunu yenilikçi, teknolojiye önem veren, Ar-Ge yapan, markalaşan rekabetçi KOBİ'ler aracılığıyla başaracaktır. KOBİ'lerin rekabet gücünü artıracak olan her adım, ülkemizi ekonomik ve sosyal hedeflerine daha fazla yaklaştıracaktır. ...KOBİ'lerin de teknolojiye daha fazla önem vereceklerine, kendi rekabet güçlerini artırırken, ülkemizin kalkınmasına katkı vermeye devam edeceklerine inanıyorum. Son olarak Mucit Kobi'ler kitabının bu çerçevede önemli bir rol üstlendiğini söylemek istiyorum.
Nihat Ergün, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Sevgili Metin Can araştırmacı gazeteci kimliği ile, uzun soluklu bir çalışma kapsamında Türkiye'mizin dört bir yanından başarılı, yenilikçi KOBİ'lerimizin hikâyelerini bir araya getirdi. KOBİ'leri önemseyen ve ekonominin dinamosu olarak değerlendiren bir Banka olarak elbette ki bu proje bizleri çok heyecanlandırdı. Vizyon sahibi, ufku geniş KOBÎ'lerimiz sayesinde hayat bulan muhteşem öyküleri bu kitap aracılığı ile tüm Türkiye'ye duyurmanın, iş dünyasının diğer aktörlerine önemli bir esin kaynağı olacağına inandık.
Hakan Ateş, DenizBank Genel Müdürü

Günümüz dünyasında, uluslararası arenada rekabet gücünü artırmak için artık doğru Ar-Ge çalışmalarıyla yeni, inovatif ve katma değer sunan ürünler geliştirmek büyük önem taşıyor. Ülkemiz ekonomisinin itici gücü olan KOBİ'lerimizin katma değerli, yenilikçi ürün üretiminin başlangıç noktası ise şüphesiz doğru ve verimli Ar-Ge çalışmalarıdır. Bu bağlamda Destek Patent olarak sponsoru olmaktan gurur duyduğumuz MUCİT KOBİLER kitabı, Türk KOBI'lerinin inovatif zekâsı ve üretkenliğini somut örneklerle ortaya koyuyor olması yönünden değerli bir çalışmadır.
Kemal Yamankaradeniz, Destek Patent A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
...........................................................................................
Yazar:Metin Can

Sayfa Sayısı: 304
Dili: Türkçe
Yayınevi: Alfa Yayıncılık
............................................................................................
Nerden Alabilirsiniz
idefix : http://www.idefix.com/kitap/mucit-kobiler-basarili-100-kobi-metin-can/tanim.asp?sid=XVLEE426AK1KEWDRICRU
dr      : http://www.dr.com.tr/Kitap/Mucit-Kobiler-Basarili-100-Kobi/Metin-Can/Egitim-Basvuru/Is-Ekonomi-Hukuk/Yonetim-Is-Gelistirme-Kalite/urunno=0000000398886



1 Ağustos 2012 Çarşamba

COK DEGERLI SANATKARLARIMIZ VAR

Ülkemizde on civarında fayton ustası kalmış durumda onlardan bir tanesi de ilçemizde bulunmakta

Evet başlıkta da söylediğim gibi aslında çok değerli sanatkarlarımız var ve bu ustalar kendilerince yaşamaya ve geçinmeye çalışıyorlar.Belkide en zor olanı gerçek değerlerini bilmeden ömürlerini bitirecekler.
Aşağıdaki kısa videoyu bir izlerseniz ne demek istediğimi daha iyi anlatabilirim



Akhisardan dünyanın çeşitli bölgelerine gönderilen faytonları anlatıyor bu video.Bizde de benim şahsen çok yakından tanıdığım kaliteli bir ustamız mevcut ;  fayton üretiyor ve tamamı el işçiliği ile üretildiği için gerçekten kaliteli ve bence pazar değeri yüksek bir ürün.
Belki de sorun tam olarak burada başlıyor.Hani bir söz vardır ya reklamın iyisi kötüsü olmaz diye reklam reklam reklam Napolyonun meşhur sözünün günümüze uyarlanmış şekli bence reklam.
Bu insanların üye olduğu odalar bu noktada devreye girerek bu misyonu üstlenme zamanları çoktan geldi de geçiyor bile.Bu değerli üstadlarımızın ne reklam bütçeleri mevcut ne  tanıtım yapmak konusunda bilgi ve birikimleri ne de dış pazarlara açılabilmek konusunda yeterli tecrübeleri.
Birlikte ortak bir akıl yürütmeye çalışalım;
  • Odalar üyeleri arasında imalat yapan ustalarına ait bilgi ve materyalleri bir araya getirse
  • Sanayi ve ticaret odasında kurulacak üst komisyonda tüm odalardan gelen bu bilgi ve materyaller ayıklanıp kurulacak komisyon vasıtası ile derlense
  • İlçemizin imalatçılarının tanıtımının yapılacağı bir internet sitesi vasıtası ile bu tanıtımlar gerçekleştirilmeye başlansa
  • Tabii bu sitenin Türkçe nin yanısıra ingilizce,arapça, rusça dilleri ile de oluşturulması çok önemli
  • Bu imalatçı ustalarımız ya da firmalarımız yurtiçi pazarlamalarını yine kendileri yapsınlar fakat yurtdışı satışları için yine Sanayi ve ticaret odasında kurulacak olan dış ticaret komisyonunun devreye alınması sağlansa
  • Yani tüm yurtdışı satışların oluşturulacak dış ticaret komisyonunca (pazarlama, gümrükleme, nakliye , ödeme alınması gibi) gerçekleştirilmesinin sağlanması
İşim dolayısı ile biliyorum ki pırıl pırıl heyecanlı dinamik  üniversite mezunu bir çok gencimiz var bu gençlerin yurtdışı fuarlarda bu şekilde koşturduğunu müşteri aradığını ya da internet teknolojisi sayesinde pazarlara pazar eklediğini hayal etmek bile beni gerçekten müthiş heyecanlandırıyor.
Bu şekilde bir başlangıç ile meyveler toplanmaya başladıkça insanlarımızı düştükleri umutsuzluktan çıkaracak ve onları yaptıkları ürünlerini geliştirmeye sevkedecek dolayısı ile satış kabiliyetlerini arttıracaktır.
İnanıyorum ki hiç bir üretici ayda ufak bir miktar karşılığında bu tarz bir tanıtım hizmetinden geri kalmak istemez.Yeter ki olumlu sonuçların alındığını görmeye başlasın.
Çok geç kalınmış olduğunu hiç bir zaman ve hiç bir işte düşünmedim.Önemli olan biz Karacabey in potansiyelini net önümüze koyalım, bu bahsettiğim komisyon mekanizmasını oluşturabilelim.
Şayet bu yapıyı kurabilir isek ilçemizin en önemli üretim grubuna sahip olan çiftçilerimizin de bağlı oldukları odalarını sıkıştırıp aynı organizasyonu kendi aralarında yapmak sureti ile dış pazarlara rahatlıkla açılabileceğini dolayısı ile pazar sorunlarını aşabileceğini düşünüyorum.
Saygılarımla

Not: Blogumuzda herhangi bir konu ile ilgili olarak yazmak istediğiniz aktarmak istediğiniz bir kaç kelime bile olsa çekinmeden yazın ,değerli okuyucularımında fikirlerine ihtiyacımız var hedefimiz ilçemiz adına kaliteli bir kamuoyu oluşturabilmek.
kadirgarip@gmail.com





.


Enhanced by Zemanta

31 Temmuz 2012 Salı

KARACABEY IN VIZYONU NASIL OLMALI

P9030004

P9030003





VİZYON NEDİR?
  • Uzun bir gelecekte ulaşmak isteğimiz durum
  • Kendiliğinden gerçekleşmeyecek ancak gerekli çabaları harcarsak başarabileceğimiz bir ideal.
  • Vizyon, içinde bulunduğumuz şartlarla uzun vadeli amaçlarımızın bileşiminden oluşur.
  • Ulaşılmak istenen, farklılaştırılmış bir gelecek düşüncesi ve geleceği öngörmek.
  • Vizyonun altında stratejilerin, amaçların, motivasyonların, duyguların ve değerlerin yönlendirileceği eğilimler belirlemek.
  • Bir vizyon sanki oradaymışız gibi ulaşmak istediğimiz durumu tanımlayan nitelikli bir hedef seçimidir.
       VİZYON NE DEĞİLDİR?
  • Gelecek ile ilgili tahminler yapmak değildir.
  • Hiçbir şey yapmadan, hayatın sizi yönlendirmesine izin vererek ulaşacağınız durumu tanımlamak değildir.
  • Bugünden ve yarından vazgeçmek değildir.
  • Gerçekleşmesi imkansız hayaller değildir.
  • Yalnızca fantezilerle ve düşlerle varolan duygu ve görüntüleri, davranışların çıkış noktası yapmak değildir.
Mrb Dostlar ,

Diyeceksiniz ki bu nasıl yazı böyle ortaokul öğrencisimiyiz ki bize tanımları gösteriyorsun.Tabii ki haddime değil öğretmenlik yapmak ya da çok bilmişlik yapmak.Bu akşam ki yazıma vizyon tanımı ile başlamak istedim sadece o kadar.

Durmak Bize Yakışmaz isimli bloguma start verdiğimden beri aslında en büyük eksiğin ilçemde vizyon yada ilçemin tüm yaşayanlarının benimseyeceği ortak bir veya bir kaç hedefinin olmadığını keşfettim.
Bugüne kadar çalıştığım kurumlar dolayısı ile  sürekli olarak hedef doğrultusunda iş planları oluşturmayı ,bu planları gözden geçirmeyi, hedefe uzaklığımızı yada yakınlığımızı kafamıza vura vura  öğrendim diyebilirim.
Başbakanı seven vardır sevmeyen vardır bu ayrı bir konu ama örneğin Türkiye için 2023 vizyonu önemli bir hedeftir ve bu hedef vizyon olarak topluma sürekli yansıtılmakta ve kesinlikle unutturulmamaktadır.

Düşünün bir kere 76 milyonu aşkın nüfusumuz mevcut.Yoldan geçen 10 kişiye sorsak kanımca en az 9 undan 2023 ile ilgili bir kaç cümle duyarız.Burdan şuna gelmek istiyorum aslında biz Karacabey olarak ülkemiz ile kıyasla denizde damla bile olamayız.
Özellikle sivil toplum örgütleri , odalar vasıtası ile ilçemiz için ortak bir vizyon belirlenebilir.Bunun çok zor olduğunu düşünmüyorum.Yine aynı grupların sıkı takipleri ve yerel basının desteği ile  bu vizyon öncelikle ilçemiz kamu kurum ve kuruluşlarına akabinde toplumumuza benimsetilmek sureti ile çok güzel sonuçlar almamız mümkün.
Peki Karacabey nasıl bir vizyon ile önümüzdeki yıllara hazırlanmalı sizce bence esas soru bu olmalı diye düşünüyorum.
Ekonomik , kültürel, sosyal vizyonları ile diğer ilçelerden farklı bir kimliğe ulaştıracağımız Karacabey tabii ki marka olmaya aday ve hatta kısa zamanda marka ilçeler statüsüne erişecektir.
lütfen yazımda örnek olarak Hedef 2023 örneğini verdiğim için siyasi olarak algılamayın.Şahsım adına tabii ki siyasi fikirlerim mevcut fakat blogumda her partiye hem  uzak hem de  yakınım.


ÇÖZÜM ORTAK AKIL 

Şöyle bir düşündüğümüzde çözüm ortak akıl da gizli.Ortak akıl ilçemiz için neyi getirecek şöyle bir bakalım.
En önemlisi oluşturulacak vizyon etrafında çözüm stratejileri geliştirmeyi ve bunların kolay uygulanır kılınmasını ortak akıl ile gerçekleştirebiliriz.Fakat bunun için toplumumuzun önemli mevkilerindeki kişiler öncelikle kişisel çıkar çatışmalarından sıyrılmayı öğrenmeli , topluma ışık tutacak projeler geliştirebilme yeteneğine sahip olmalıdırlar.Tüm bunlar da tek başına yada sadece bir grup ile değil ortak akıl ile mümkündür.uzlaşı her türlü üretimin önünü açar.
İnşallah bu yazı ile ilk kurşunu ben sıkmış olurum ve marka ilçeler kategorisine Karacabey'imizin de girmesi için gerekli kamuoyunun fitili ateşlenmiş olur.
Saygılarımla



28 Temmuz 2012 Cumartesi

KARACABEY TARIM FUARI-GUZEL BIR BASLANGIC AMA YETMEZ



 Küçüklüğümde hatırlarım panayır zamanına göre kendimizi ayarlar ve panayırın gelmesini beklerdik.Oyuncak alınacaksa illa ki panayırdan alınacaktı.Ya da ne bileyim evde baktığımız kuzular satılacak ise mutlaka panayırda satılmalıydı.Tabii bu bahsettiğim 1980 li yıllar.Çok keyifli idi gerçekten traktörlerin romorkuna biner bütün mahalle panayıra gider akşam olduğunda da dönerdik.
Fakat yıllar ilerledi teknoloji müthiş bir hızla gelişti Panayır kavramı da ilçemiz için eski çekiciliğini yitirince günümüzde hoş bir anı olarak kaldı.
İlçemiz bence geç kalmış bir organizasyona 3-6 Mayıs tarihleri arasında imza attı ve 1.Karacabey Tarım Fuarı büyük beklentiler ile açıldı.


Fuarın Vizyonu
1- Ülkemizin önde gelen traktör firmalarının katılımını sağlamak
2- Ülkemizin önde gelen tarımsal ekipman üreten firmaların katılımını sağlamak
3- Tohum üreticisi firmaların katılımlarının sağlanması

Benim anladığım anlamda fuar için oluşturulan vizyonda bir sıkıntı oluşmadı ve yukarıda adı geçen sektörlerdeki firmalar gerekli ilgiyi gösterdi.Yalnız fuarı dolaştığımızda ise akla gelmeyen bir gerçek ortaya çıktı.Oda fuar için seçilen tarih.Bunu da şunun için söylüyorum.Gördük ki fuar alanını dolaşanlar  tarımsal yada hayvansal üretim yapan kesim değil daha çok meraktan ne oluyor ne bitiyor diye gelen gerçek hedef kitle değildi.Seçilen tarih çiftçilerin tam yer hazırlama dönemine denk geldiği için gerçek hedef kitle fuarda yoktu.Umarız geleneksel hale dönüşecek fuarımızda önümüzdeki yıl daha uygun bir tarih seçimi yapılır.

   
               Fuarın Başarısı için ....
Şahsım adına başlangıç için güzel bir fuar geçtiğini düşünüyorum.Konuştuğum firma yetkilileri de ilk yıl için umut vaad eden bir başlangıç yaptıklarını ileriki yıllarda ilçemizin gerçek potansiyelinin Tarım Fuarımıza yansıyacağını belirtmekteler.
Şunları belirtmeden geçemeyeceğim.Öncelikle verimli  bir tarih seçimi , tarım sektöründe üretim yapan  firmaların arttırılması, fuarın görsel showlar ile desteklenmesi öncelikle çekiciliği yanısıra , doğru kitleye hizmet gitmesini son olarak da ilçemizin marka faaliyetlerine olan katkıyı arttıracağı kanısındayım.
Tekrar söylemeden geçemeyeceğim organizasyonda katkısı olan herkesin eline koluna sağlık güzel bir başlangıç.
                                                                      Yetmeyen nedir ?

                Yakın ilçelerde ki organizasyonlar ile kıyaslandığında bizim fuarımız tedarikçi firmalara yönelik bir fuardır.Yani ilçemize döviz kazandırmaktan ziyade ilçemiz ekonomisinin artı değerlerinin başka illere kaçmasını sağlayıcı bir fuar yapısı mevcuttur.Hammadde ve girdi maliyetlerinin azaltılabilmesi ,hizmetin ayağımıza gelmesi açısından tabii ki anlamlıdır ve kesinlikle devam etmelidir.
Yetmeyen eksik kalan tarafı ise ilçemizin yetiştirdiği ürünlerin tanıtımına ön ayak olacak ve kaliteli alıcıları ilçemizde ağırlayacak ek bir organizasyona ihtiyaç duyulmasıdır.
Bu da inşallah Eylül panayırının yerine gerçekleştirilebilecek olan bir Domates festivalidir.

                                                                      Niçin DOMATES FESTİVALİ

   İlçemizin ana ürünlerinden birisidir.Özellikle salça endüstrisinin yoğun bir girdisi olan Domates yetiştirmek için dünyadaki en uygun iklim ilçemizde mevcuttur.Bana göre bu noktada  en büyük görev   Ziraat Odaları ve Ticaret ve Sanayi Borsasına düşmektedir.
Peki nasıl bir organizasyon başarıyı getirir.İlçemizin üretim bacağı anlamında hiç bir problemi bulunmamaktadır.Aksine ciddi ve yadsınamaz tecrübe ve bilgi birikimi mevcuttur.
Bizim sıkıntımız pazarlama tarafındadır.Ziraat odaları festivalin Türkiye ayağını organize ederken Borsa tarafıda festivalin yurtdışı alıcılar kısmını organize edecek böylece hem içerde hem de dışarıda festival  ses getirecek ve  üreticimize dolayısı ile de ilçemize ciddi ekonomik katkıları olacaktır.Değerli büyüklerimiz ,işadamlarımız ,montanlı miktarda üretim yapan çiftçilerimiz de ellerini taşın altına koymak sureti ile yakın zamanda böyle bir organizasyon oluşması konusunda çalışmalara başlarlar.
80 li-90 lı yıllardaki gibi salçamız , sofralık domatesimiz,yeşil biberimiz,cappia biberimiz komşu ülkeler de tezgahlarda yerini alır.    


         


Watch live streaming video from karacabeytv at livestream.com

26 Temmuz 2012 Perşembe

KARACABEY ICIN E-TICARET-1

    İlk başta hepimiz ürkmüş idik kredi kartımızın bilgilerini vermeye bir de  değişik değişik haberleri duyunca çekindik internetten alışveriş yapmaya.Fakat o yıllar geride kaldı artık E ticaret tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en hızlı büyüyen sektörlerden bir tanesi oldu.
  Gitti gidiyor  ile hayatımıza giren ve değişik bir çok site ile çeşitlenen bu sektörün ulaştığı en son aşamalar limango, trendyol gibi sitelerdeki satış taktikleri ile çok ciddi cirolar oluşturmaya devam ediyor.

Burda aslında önemli soru bence internette verileni mi almak yoksa biraz araştırma ile insanların bizim verdiğimizi mi alması.Şundan gerçekten eminim önyargılarımızı kaldırdığımızda bu sanal alışveriş ortamı ciddi bir pazar ve bu pazarın en güzel yanı ise genç nüfusun bu pazar bileşenleri ile büyümesi ve sürekli haşır neşir olması.Bu durum belli yaşta olan esnaflarımızı ve imalatçılarımızı korkutmamalı aksine yüreklendirmeli diye düşünüyorum.

İnanılması zor ama gerçek! 

Türkiye e-ticaret işlem verilerini yayınlayan Bankalar Arası Kart Merkezi’nin hazırlamış olduğu rapora göre e-ticaret işlem hacmi %6,35’lik bir artış göstermiştir.
İlk çeyrekte toplam 6,9 milyar liralık işlem yapıldığı ve bu tutarın ikinci çeyrekte %6,35’lik bir artış göstererek 7,3 milyar liraya ulaştığı görülmektedir.
2011 yılının ilk çeyreğinde işlem hacmi 4,8 milyar TL, ikinci çeyreğinde ise 5,5 milyar TL civarında olduğu görülmektedir. 2011 ilk yarı işlem hacmi ise 10,3 Milyar TL’ye ulaştığı raporlanmıştır. 2012’de bu tutar 3,9 milyar lira artış göstererek 14,2 milyar liraya ulaşmıştır.
E_TİCARET SİTESİ KURMA MALİYETİ NEDİR 

İlçemizde ciddi anlamda internet sitesi yapan ve hem kurulumu hem de yayıncılığı açısından önemli referanslara sahip bir kaç esnafımız mevcut.bunlardan bir tanesi olan Bekcan Web Tasrım hizmetlerinin sahibi Zafer Bey ile geçen gün bir dost meclisinde denkgeldik. Bu tip konuları araştırmayı sevdiğim için kendisine direkt olarak sordum.Bu tarz bir site oluşturmanın maliyeti ne kadardır diye oda tasarım ,yayınlama ücretleri dahil yaklaşık ilk yıl maliyetinin 2.500-3.000 tl civarında olacağını belirtti.İnternette konu ile ilgili bir çok sitede bu maliyetlerin 2.500 tl nin çok altında gösterildiğini sorduğumda ise oralarda önemli bazı detayların fiyat avantajı yaratılmak adına atlandığını yada farklı şekiller de anlatılmak sureti ile projeye başlandıktan sonra maliyetin peyderpey artarak bu seviyelere ulaştırıldığını anlattı.

İlçemiz için güzel projeler : Karacabey Halk Eğitim Merkezi sitesini ticari anlamda hiç inceleme gereği duydunuz mu bilmiyorum ama benim gerçekten hoşuma gitti. Tabii eksikleri yok mu var fakat bence yine de emeklerine ve gönüllerine sağlık .Eminim ki kursiyerlerin el emeklerini bu site sayesinde daha ciddi bir platformda pazarlama olanağı bulmuşlardır.Lütfen sizde işinizi geliştirebilmek adına Karacabey Halk Eğitim Merkezi online satış sitesini bir inceleyin.Bu sitenin maliyeti 2.500 tl nin çok altındadır.Çünkü burada kredi kartı ,paypal ,kapıda satış gibi pazarlama modülleri mevcut değil.Bu model de bir site de kullanabilirsiniz fakat benim tavsiyem buna harcayacağınız maliyeti biraz daha arttırın ve gerçek bir online e ticaret sitesi kurulumu gerçekleştirmeye gayret gösterin
 Bu arada ilçemizde işlerini geliştirmek için site sahibi olan firma ve esnaflardan ricam site isimlerini ve linklerini yollasınlar blogumuzda yayınlayalım.
Konumuz devam edecek fakat bu gecelik bu kadar diyelim.Aklım da olan farklı projeleri de 2. kısımda sizlere aktarmaya gayret edeceğim.
Saygılarımla

25 Temmuz 2012 Çarşamba

KARACABEY ICIN FARKLI FIKIRLER



İlçemiz Karacabey in kısaca tarihçesini anlatarak bu akşam ki yazıma başlamak istiyorum.
Yöredeki yerleşimin M.Ö. XII. Yy.da bölgeye göç eden Misiler’e dayandığı ve o dönemde Karacabey sınırları içinde Miletepolis adında bir şehir olduğu bilinmektedir. Karacabey ve civarına ilk yerleşenler, günümüzden 4000 yıl kadar önce Orta Asya’dan geldikleri öne sürülen Etiler’dir. Karacabey, Etilerden sonra; Misyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Büyük İskender, Bergama Krallığı, Romalılar dönemlerini sırasıyla yaşamıştır. Bu bilgilere göre Karacabey, o sıralarda Mihaliç adıyla anılmaktadır.
 Osmanlıların Lipodyum (Uluabat) Kalesini 1336 yılında aldığını gören Kalemastarya (Kirmastı-M. K. Paşa) ve Mihaliç (Karacabey) Tekfurları armağanlarla gelerek, Orhan Gazi’ye bağlılıklarını bildirirler ve böylece Karacabey Osmanlı Beyliği sınırları içine katılır.


6 asır kadar Osmanlı egemenliğinde sükûnet içerisinde yaşayan Karacabey, 1. Dünya Savaşından sonra 6 Temmuz 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, 14 Eylül 1922’de ordumuzun şehre girmesiyle işgalden kurtarılmıştır.Kentin belli başlı tarihi eserleri Sultan I. Murat'ın yaptırdığı Ulu Cami, 1457 yılında Karaca Bey tarafından yaptırılan Karacabey Cami (İmaret Cami) ile Karacabey-Bursa yolu üzerinde ve Uluabat kıyısındaki Osmanlı dönemi yapısı Issız Han'dır.
     Görüleceği üzere ilçemizde çok fazla tarihi nitelikte eserler bulunmamaktadır.Lakin Karacabey bence doğal ve ekolojik yapısı ile ciddi bir potansiyel niteliğindedir.Dünya  turizminin yıllık cirosu 465 milyar dolar civarındadır ve bu dev pasta her geçen gün büyümektedir.

 Bu pastadan önemli pay alan alanlardan bir tanesi de av turizmidir.
Av turizmi ; 
Zengin turist diye tabir edilen kesime hitap etmektedir.
Av yapmak için gelen turist ne kadar harcadığını düşünmemektedir.
Üst düzey gelir grubuna dahildirler
Kısacası bu grup turizm gelirlerini arttırmayı hedefleyen ülkelerin en çok etkilemek istedikleri kesimdir.

Yükselen trendlerden olan Yeşil tatil şöyle bir düşündüğümüzde özellikle Bayramdere,Boğazköy gibi köylerimizin geleceğini bir anda değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir.
İnsanlar deniz kum ve güneş üçgeninden sıyrılıp farklı şekillerde tatillerini geçirmek konusunda talepkar davranmaya başlamışlardır.
Organik çiftliklerin oluşturulacağı Bayramdere,Boğaz ve Yeniköy ıhlamur ormanları, eşi benzeri bulunmayan Longoz Ormanları , yeşilin binbir tonu ve özellikle açılacak avlaklar ile hem ekolojik tuizm hemde av turizmini birleştirerek ilçemiz insanının ekonomik kaynaklarının çeşitlenmesini sağlayabilir.



Aklıma gelen önemli etkinliklerden bir tanesi de rüzgarı hiç bitmeyen upuzun kumsalları ile Yeniköy ,Malkara ve Kurşunluda müthiş bir sörf windsurf alanı oluşturulabilinir.İlk etapta yerli turisti çekebilmek bile ciddi bir başarı sayılır bence
Tabii bunları yapabilmemiz için öncelikle yöre halkını bilinçlendirmeliyiz.
Tesisleşme sürecinde ciddi bir atağa geçmeliyiz.
Bence hepsinden önemlisi bir kamuoyu oluşturmalıyız ki kalkınma hamlesinde atağa geçmiş bir Karacabey oluşturalım.
Bizim kuşağımız bir önceki kuşaktan çok fazla bir şey göremedi belki bizler bu makus talihimizi değiştirip evlatlarımıza ve torunlarımıza önemli bir miras  bırakabiliriz.

lütfen değerli dostlar sizlerde aklınıza gelen fikirleri blogumuzda yazın