25 Temmuz 2012 Çarşamba

KARACABEY ICIN FARKLI FIKIRLER



İlçemiz Karacabey in kısaca tarihçesini anlatarak bu akşam ki yazıma başlamak istiyorum.
Yöredeki yerleşimin M.Ö. XII. Yy.da bölgeye göç eden Misiler’e dayandığı ve o dönemde Karacabey sınırları içinde Miletepolis adında bir şehir olduğu bilinmektedir. Karacabey ve civarına ilk yerleşenler, günümüzden 4000 yıl kadar önce Orta Asya’dan geldikleri öne sürülen Etiler’dir. Karacabey, Etilerden sonra; Misyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Büyük İskender, Bergama Krallığı, Romalılar dönemlerini sırasıyla yaşamıştır. Bu bilgilere göre Karacabey, o sıralarda Mihaliç adıyla anılmaktadır.
 Osmanlıların Lipodyum (Uluabat) Kalesini 1336 yılında aldığını gören Kalemastarya (Kirmastı-M. K. Paşa) ve Mihaliç (Karacabey) Tekfurları armağanlarla gelerek, Orhan Gazi’ye bağlılıklarını bildirirler ve böylece Karacabey Osmanlı Beyliği sınırları içine katılır.


6 asır kadar Osmanlı egemenliğinde sükûnet içerisinde yaşayan Karacabey, 1. Dünya Savaşından sonra 6 Temmuz 1920’de Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, 14 Eylül 1922’de ordumuzun şehre girmesiyle işgalden kurtarılmıştır.Kentin belli başlı tarihi eserleri Sultan I. Murat'ın yaptırdığı Ulu Cami, 1457 yılında Karaca Bey tarafından yaptırılan Karacabey Cami (İmaret Cami) ile Karacabey-Bursa yolu üzerinde ve Uluabat kıyısındaki Osmanlı dönemi yapısı Issız Han'dır.
     Görüleceği üzere ilçemizde çok fazla tarihi nitelikte eserler bulunmamaktadır.Lakin Karacabey bence doğal ve ekolojik yapısı ile ciddi bir potansiyel niteliğindedir.Dünya  turizminin yıllık cirosu 465 milyar dolar civarındadır ve bu dev pasta her geçen gün büyümektedir.

 Bu pastadan önemli pay alan alanlardan bir tanesi de av turizmidir.
Av turizmi ; 
Zengin turist diye tabir edilen kesime hitap etmektedir.
Av yapmak için gelen turist ne kadar harcadığını düşünmemektedir.
Üst düzey gelir grubuna dahildirler
Kısacası bu grup turizm gelirlerini arttırmayı hedefleyen ülkelerin en çok etkilemek istedikleri kesimdir.

Yükselen trendlerden olan Yeşil tatil şöyle bir düşündüğümüzde özellikle Bayramdere,Boğazköy gibi köylerimizin geleceğini bir anda değiştirebilecek bir potansiyele sahiptir.
İnsanlar deniz kum ve güneş üçgeninden sıyrılıp farklı şekillerde tatillerini geçirmek konusunda talepkar davranmaya başlamışlardır.
Organik çiftliklerin oluşturulacağı Bayramdere,Boğaz ve Yeniköy ıhlamur ormanları, eşi benzeri bulunmayan Longoz Ormanları , yeşilin binbir tonu ve özellikle açılacak avlaklar ile hem ekolojik tuizm hemde av turizmini birleştirerek ilçemiz insanının ekonomik kaynaklarının çeşitlenmesini sağlayabilir.



Aklıma gelen önemli etkinliklerden bir tanesi de rüzgarı hiç bitmeyen upuzun kumsalları ile Yeniköy ,Malkara ve Kurşunluda müthiş bir sörf windsurf alanı oluşturulabilinir.İlk etapta yerli turisti çekebilmek bile ciddi bir başarı sayılır bence
Tabii bunları yapabilmemiz için öncelikle yöre halkını bilinçlendirmeliyiz.
Tesisleşme sürecinde ciddi bir atağa geçmeliyiz.
Bence hepsinden önemlisi bir kamuoyu oluşturmalıyız ki kalkınma hamlesinde atağa geçmiş bir Karacabey oluşturalım.
Bizim kuşağımız bir önceki kuşaktan çok fazla bir şey göremedi belki bizler bu makus talihimizi değiştirip evlatlarımıza ve torunlarımıza önemli bir miras  bırakabiliriz.

lütfen değerli dostlar sizlerde aklınıza gelen fikirleri blogumuzda yazın 

Hiç yorum yok: